Neden Bluefarm® ?

iphone divider

Bluefarm®, kümes hayvanlarının aşılanması sırasında sudaki klor miktarını nötralize etmek için kullanılmaktadır. Pek çok çiftlikte sudaki bakterileri öldürmek için su klorlama uygulaması yapılmaktadır. Aynı zamanda iyi bilinen bir bakterisit olan klor, pek çok temizlik maddesinde ve dezenfektanda da etkin madde olarak kullanılmaktadır. Klorun canlı, modifikasyona uğramış canlı bakteriyel ve viral aşılar üzerinde de bakterisit etkisi olacağı unutulmamalıdır. Kanatlıların aşılanması sırasında, normalde klorlama işlemi aşılamadan birkaç saat önce durdurulmaktadır (uygulanıyor ise).

Bluefarm® su hatlarına konularak, aşılama işlemi öncesinde, sırasında ve sonrasında, klorlamanın bakteriyel ve viral aşılar üzerindeki olumsuz etkisini nötralize etmeye yardımcı olur. Bu klor nötralizasyon işlemi, aşı tipinden bağımsızdır.




Bluefarm®, sudaki kloru nötralize edebilme özelliklerinin tayini için farklı konsantrasyonlarda kullanılan çok sayıda farklı madde üzerinde yapılan kapsamlı testler sonucu geliştirilmiştir. Test için, klor konsantrasyonu değişiklik gösteren sular kullanılmıştır. Bluefarm® ürünümüzün test sürecinde ortaya konduğu üzere, klor bileşenleri başarılı bir şekilde nötralize edildiği takdirde, aşının hayatta kalabilirliği daha güçlü olmaktadır. IB aşı virüsünün (H120) hassas yapısından ötürü, ilk testlerde örnek aşı olarak IB aşıları seçilmiştir.

Bluefarm® renklendirici madde içerdiğinden, su hatlarına karıştığında görülebilmektedir. Bu renklendirici madde (Patent Blue V) aynı zamanda bu sudan içen kanatlıların gagalarında, dillerinde ve tüylerinde de görülebilir. Aşı çözeltileriyle karıştığında, Bluefarm'ın içeriğindeki renklendirici madde aşı çözeltisini tüketmiş olan kanatlıların sayısının değerlendirilmesi için mükemmel bir yöntem sağlamaktadır.

iphone divider
iphone divider




Ağır metallerin ve diğer rezidülerin aşı virüsü bakımından riski:

Ağır metal içeriği ya da bulunma olasılığı aşılama sürecinin doğrudan başarısız olmasıyla sonuçlanabilir. canlı aşı virüsü, işlem sırasında inaktive olabilir ya da zarar görebilir.

Bluefarm®, içme suyunda bulunma olasılığı olan aşağıdaki ağır metal moleküllerini doğrudan bağlama özelliğine sahiptir. Bakır (Cu), Brom (Br), Siyanat (Cy) Demir (Fe), Gümüş (Ag), Civa (Hg), Çinko (Zn).

Bluefarm® Nasıl Etki Eder?

iphone divider
iphone divider
iphone divider
iphone divider
iphone divider
iphone divider
iphone divider
iphone divider

Profesyonel Tercih

Günümüzde büyük kümes hayvanı işletmeleri, canlı aşı uygulamalarında toplu uygulama tekniklerini kullanmayı tercih etmektedir. Bu teknikler tek seferde binlerce kanatlıya uygulama yapmayı içermekle birlikte, amaç kanatlıların tek tek aşılanmasıyla aynıdır yani her bir kanatlının bağışıklık sistemine en az bir doz aşı verilmesidir. Aşı maddesinin çoğalarak bağışıklık yanıtına neden olması için, sadece aşı dozunun yeterli olması gerekmez, aynı zamanda aşı maddesinin kanatlılara ulaştığında canlı olması gerekir. Amacımız, bir sürüde mümkün olan en yüksek kanatlı oranının aşılanmasıdır. Bu sayede, bir çiftlikte saha patojeninin artması önlenerek, belirli bir hastalığın etkileri minimum düzeye indirilir.

Etkin bir şekilde aşılanması gereken kanatlıların gerçek oranı, söz konusu infeksiyöz maddeye, mevcut hastalık durumuna ve aşı tipine göre değişmektedir. Suyla yapılan toplu uygulama, düşük işçilik masrafları, kanatlı stresinin minimal düzeyde olması ve mukozal bağışıklığın stimüle edilmesi gibi avantajlar sunmaktadır.

Başlıca dezavantajları, aşı dozunda su tüketimine bağlı değişkenlikler olması ve bazı kanatlıların hiç aşılanmama olasılığıdır. Sürülerin yetersiz dozda aşı alması, aşılama sonrası reaksiyonlara ve/veya tekrar kanatlıdan kanatlıya geçmesi nedeniyle aşı virüsünün ’’virulansının artmasına’’ yol açabilir. İçme suyuyla aşılama, en zahmetsiz yöntem gibi görünse de, eğer doğru bir şekilde yapılması isteniyorsa kesinlikle en basit ve en hızlı yöntem değildir.

Tüm canlı virüs aşılarının, koruyucu bir bağışıklık sağlayabilmek için önce konakta çoğalmaları gerekir. Bunu, konak içerisindeki hedef hücrelere bağlanarak ve sonrasında hücrelerin aynı virüs partiküllerini üretmesine yol açarak yaparlar.

Bu aşama sonucunda aşılama reaksiyonu yani "aşı yanıtı" ortaya çıkar, aşı yanıtı canlı virüs aşıları kullanımına eşlik etmeye başlar. Aşı virüsünün çoğalması, konakta dolaşım sisteminde ve lokal olarak belirli virüslere karşı koruyucu antikorlar oluşmasını sağlar. Dolayısıyla bu olay sıralamasında üç unsur kritik önem taşımaktadır.

1) Virüs konağa ulaştığında hala canlı olmalıdır.
2)Konakta koruyucu yanıtı stimüle etmek için yeterli miktarda canlı virüs partikülü hedef hücrelere ulaşmalıdır.
3) Virüsün daha sonra sürü içerisinde yayılmasıyla homojen bir koruma sağlanacağına genel olarak güvenilemeyeceğinden, sürünün her üyesi yeterli miktarda canlı virüs partikülü almış olmalıdır.

Canlı aşı virüsleri, liyofilize halde oldukları ve buzdolabında muhafaza edildikleri sürece oldukça stabildir. Seyreltiye katıldıklarında ise, bir süre sonra etkisiz hale gelmeye başlarlar. Normalde, aşıyı seyreltmek için çiftlik suyu kullanılmaktadır. Seyreltici maddenin ne kadar uygun olduğu ise çeşitli faktörlere bağlıdır. Aşı içerisinde mümkün olduğunca çok virüsün canlı kalmasını ve tüm kanatlıların yeterli aşıyı alma fırsatı bulmasını sağlamak için mümkün olan her şey yapılmalıdır. Canlı virüs aşıları aşağıdaki koşullara özellikle duyarlıdır:

1) Ultraviyole ışınları: Güneş ışığına maruz kalmamalıdır,
2) Isı: Uzun süre yüksek sıcaklıklara maruz kalmamalıdır. İçme suyu serin olmalıdır (15-20 ̊C),
3) Ağır metaller: Ağır metal içeren kaplar ve/veya içme suyu kullanılmamalıdır. Aşı sulandırma işlemi sırasında plastik kovalar ve/veya kaplar kullanılmalıdır. Su kalitesi kontrol edilmeli ve mümkünse sadece güvenilir tedarikçiler tercih edilmelidir,
4) Klor: Klor içeren içme suyuyla aşı uygulanmamalıdır,
5) Dezenfektanlar ve deterjanlar: Tüm kaplarda bu tür maddelerin ve kalıntılarının olmadığından emin olunmalıdır,
6) Organik madde (çöp, yem vb.): Tüm aletlerin ve sulukların temiz ve kullanıma hazır olduğundan emin olunmalıdır,
7) Nem: Hasarlı şişelerin içindeki ürünler kullanılmamalıdır. Ayrıca, aşıyı sulandırmaya hazır olana kadar aşı şişelerinin ağzı açılmamalıdır.

İçme suyuyla aşılama uygulamasında en büyük endişeler; inaktivasyonun önlenmesi ve canlı aşının gereken şekilde dağıtılmasıdır. Canlı aşı virüsünün inaktivasyonu, 1. Hızlı uygulama ve 2. Virüs partiküllerinin suda ve su hatlarında bulunabilecek inaktive edici maddelerden korunmasıyla engellenebilmektedir. Ayrıca, aşı virüsü için olası deaktivasyon maddesi ile ilgili olarak, su hatlarının güvenliği de dikkate alınmalıdır.

Daima aşıyı taşıma, saklama ve karıştırma işlemlerinin gereken şekilde yapılmasına vurgu yapılmaktadır; ancak su sisteminde gerekli bakım yapılmadığında bu çabaların hepsi anında boşa gidebilmektedir. Suyun içerisinde bulunan klor, amonyak bileşenleri gibi dezenfekte edici ürünler ya da sitrik asit gibi asitlendiriciler, su hatlarında ve filtrelerde biriken kalıntılar aşı virüsünü inaktive edecektir. Su sistemindeki kalıntılar aşı virüslerine bağlanabilir veya zarar verebilir. Aşının korunamaması ise söz konusu hastalığa karşı sadece kısmi koruma elde edilmesine yol açabilir.

İçme suyu kalitesinin düzenli olarak kontrol edilmesi tavsiye edilmektedir. Çok yüksek veya çok düşük pH, aşı virüsünün etkinliğini olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca, bir ppm gibi düşük miktarda klor seviyesi ya da örneğin ağır metal kontaminasyonu da aşı virüsünü inaktive edebilmektedir.

İçme suyunun kalitesiyle ilgili problemlerin yanı sıra, mevcut içme suyu tesisatlarının çok geniş bir yelpazeye yayılmasıyla ilgili çeşitli problemler de söz konusudur. Örneğin, önemli miktarlardaki klorlu suyu bulunduğu "ölü noktalardan" tahliye etmenin ve bu noktalarda tutmanın zor olduğu bazı sistemler bulunmaktadır. Suluk hatları aşılama öncesinde tahliye edilmediği takdirde, içlerinde kalan su sadece virüsü nötralize etmekle kalmayıp, aşının dağılmasını da yavaşlatır. Bu gibi durumlarda, kümesin üst kısmındaki kanatlılar yeterli miktarda aşılı su tüketebilirken kümesin alt kısmındakilere hiç aşı gitmeyebilir.

Bu nedenle, ancak suluk hatları tahliye edildikten ve aşılanmış suyla doldurulduktan sonra kanatlıların su içmesine izin verilmesi çok önemlidir.

Kafesteki kanatlı sürülerinin aşılanmasıyla ilgili zorluklardan biri, aşı çözeltisinin su hattının giriş kısmındaki kanatlılar tarafından aşırı tüketilmesidir. Su hattının daha aşağısında kalan kanatlılar aşı çözeltisi alamayabilir, bunun sonucu olarak da sürüde düzensiz aşılama meydana gelir. Bu durum, eğer aşılama sırasında sürü aşırı susamışsa ya da aşı hacmi yetersiz ise özellikle ciddi bir problem olabilmektedir. Renklendirici madde kullanılan bir kanatlı kafesinde, su tankındaki tüm aşılı su ortadan kaybolduğunda aşı çözeltisinin daha kafesin bataryasının sonuna bile ulaşmamış olduğu görülmüştür. Bu sorunun çözümü, su sisteminin gece kapatılarak kanatlıların hatlardaki tüm suyu içmesini beklemek ve gündüz ışıklar açılmadan önce hatları aşılı suyla doldurmak olabilir.

Böylece, aşılama süresince su tankında yeterli su olduğu sürece, tüm kanatlıların aşı almaları için eşit şans sağlanmış olur. Su sisteminin tasarımına bağlı olarak, çeşitli kafes bataryalarının su hatları aynı anda dolmayabilir. Bu eşit olmayan dolum oranı, kümes genelinde aşıya maruz kalım süresinin eşit olmamasıyla sonuçlanacağından, yine aşılama eşitsizliğine yol açar.

En iyi aşılama yaklaşımının belirlenmesi için her kümesin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bluefarm®, kanatlıların dilini geçici olarak renklendirmesi sayesinde aşıyı tüketen kanatlıları gösterebilmektedir. Dildeki renklenmenin yoğunluğunun , tüketilen aşı çözeltisine bağlı olarak değişiklik gösterdiği gözlemlenmiştir. Dildeki renklenmenin yoğunluğu, aşılama işleminin sağladığı korumayla ilişkilidir.

Dillerindeki renklenme derecesi farklı olan, aşılanmış kanatlılar üzerinde yapılan Newcastle hastalığı eprüvasyon çalışması, dilleri daha fazla renklenmiş kanatlıların dilleri hafif renklenmiş olanlardan daha iyi korunduğunu göstermektedir. Bluefarm® ayrıca, deney amaçlı aşılama çalışmalarında, aşılama tekniğini değerlendirmek ya da su sistemini kontrol etmek için de kullanılabilmektedir.

Aşı çözeltisinin tüm suluklara ulaşıp ulaşmadığını takip etmek istiyorsanız, 100 litre suya 1 paket (15 g) Bluefarm® eklemek yeterlidir. Aşılamanın başarısı veya başarısızlığı hakkında makul ve doğru bir tablo çizmek için, kümesten 50 kanatlı alınarak dillerine ve kursaklarına bakınız. Eğer aşılama işlemi doğru bir şekilde yapılmışsa, en az %90'ının dillerinin ve kursaklarının mavi olması gerekir.

Unutmayın: Aşılamanın başarısı veya başarısızlığı, aşıların uygulanmasına bağlıdır. Ancak, sadece aşılamayla %100 koruma elde edilemeyeceğini unutmamak gerekir. Çok fazla sayıda infeksiyöz madde, kimi zaman barajları yıkan sular gibi sürünün bağışıklığını kırabilmektedir. Bu nedenle, patojenlerin bir çiftliğe girmesini veya çiftlik içerisinde yayılmasını minimum düzeye indirmek için biyogüvenlik ve hijyen tedbirlerinin uygulanması ve bu sayede enfeksiyon baskısının azaltılması çok önemlidir.



  • 1997 yılında kurulan Güneşli A.Ş., veteriner sağlık ürünlerine yönelik ithalat, ihracat ve üretim faaliyetlerinin yanı sıra hayvan sağlığına yönelik hizmet veren satış kanallarında ithal ve yerli tüm ürünlerinin dağıtımını gerçekleştirmektedir.



  • Güneşli A.Ş., temsilciliğini yaptığı uluslararası firmaların ürünlerini Türkiye'de ilgili sektörlere zamanında ve devamlı olarak sunma amacına yönelik olarak, hizmetleri arasına veteriner ecza deposu statüsünü de eklemiş olup, kendi soğuk hava tesislerinde veteriner biyolojik ürünler için soğuk zincir sevkiyat şartlarını ve veteriner tıbbi ürünler için gerekli soğuk zincir depolama şartlarını sunmaktadır.



  • Güneşli A.Ş. faaliyetlerini bağlı olduğu 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu çerçevesinde, ISO 9001:2008 standartları ve İyi Dağıtım Kuralları (GDP) çerçevesinde yürütmektedir.